26 Temmuz 2011 Salı

Starbucks-Cafe Nero farkı :)

Merheba :) Biliyorum ki benim yazılarım sizi bilgilendirmeye devam ediyor. O zaman gelin size öğle tatilinizde bir kahve molası veriyim. Şimdi Starbucks ve Cafe Nero bilgiğimiz gibi iki rakip kahve firması. Starbucks istemediğin ot yanında bitermiş gibi her köşe başında açıldı Cafe Nero ise sadece seçkin ve belli merkezlerde var. Önemli not geçenlerde İstanbul Atatürk Havaalanı Dış Hatlara açıldı lütfen gözden kaçmasın :) Benim tercihim kahve için tabiki de Cafe Nero.Ayrıca 10 sıcak içeceğe 1 sıcak içecek bedava olacak şeklinde bir kart verirken;Starbucks'ta böyle bir kart mevcut değildir. İstediğim çeşit kahve,yiyecek,tatlı var. Bunlardan favorim Chai Tea ve yanında Sicilya Limonlu Cheesecake ve tabiki yazın da karamel vanilya frappuccino. Ama gelin görün ki ben hergün Starbucks Yeşilköy Dünya Ticaret Merkezindeyim hatta oranında Mayor benim :) Etrafımdaki en yakın Cafe Nero Taksim ya da Nişantaşında malumunuz gözden ırak olan gönülden de ırak olunabiliyor.Cafe Nero da insanlar daha entel,kültürlü,sosyal statüsü daha yüksek insanlar varmış gibime geliyor 3 kişiden biri kesin dergi kitap gazete okuyordur ama Starbucksda herkes cep telefonlarına gelen msjları okur en fazla :)
 Starbucksın bu şubesi gerçekten çok ama çok şirin :) Önce sizi çok güler yüzlü saygılı çalışanları karşılıyor artık o kadar çok gidiyorum ki buyrun Özlem Hanım hoşgeldiniz. Bİr Fiesta bi Chai Tea Latte değil mi diyorlar benim söyliyecek bir sözüm kalmıyor. Dışarda bahçe kısmı küçük ama şirket için gayet de iyi. Şimdi gel gelelim esas meselemize. YA bu Starbucksdakiler ne kadar çok DEDİKODU yapıyor. Yani gelen müşterilerin çoğu tamam iş adamı iş kadını çalışan. Biri patronunu eleştirir biri iş yerindeki çalışan arkadaşının arkasından konuşur sonra ay şekerim akşam nerdesin derken etrafa şöyleeeee bir göz ucuyla erkek taraması yapılır ortamdaki tüm yakışıklılar çember altına alınır. Abartmıyorum geçen 12 kız 1 erkek aynı masa etrafında toplanmışlardı yazık oldu çocuğa acıdım. Beni sorucak olursanız ben tek başıma takılıyorum. Kendi işimin müdürü oldum ya ondan çalışanımız yok :) İnsanlar yaş ilerledikçe çocukluklarını gençliklerini unutup bir hırs peşinde adeta at yarışı şeklinde kariyer kovalamaya başlıyorlar. Bunları böyle ufak bir cafede insanların yüzünden okumak o kadar kolay ki. Hepsi stres sıkıntılı bir ifadeyle ya karşısındakine ya da başkalarına gövde gösterisi yapıyorlar. Ben senden üstünüm sen beni geçemezsin gibi sürekli bir yarış. Konuşmaları inanın dinlemiyorum o kadar minik bir yerki dipdibe oturmaktan ister istemez duyuyorsunuz. Bazen diyorum ki bu düzen hep böyle mi olucak hep mi itiş kakış . Aman neyse çok fena dedikodular dönüyor kahve bahane dedikodu şahane yani.Kadınlar yüksek topuklu bakımlı çantalı erkeklerde takım elbise dışında çok bir alternatifleri yok maalesef. Birbiriyle tanışmak için burda yan masaya kahve ısmarlandımı daha göremedim ama kesin olmuştur. Çünkü sosyallik iş yerlerinde böyle öğlen molaları dışında pek de birşey yapılmıyor. Ben alıyorum kahvemi Uykusuzu mu yiyorum yemeğimi arada cep telefonumdan tweeterı takip ediyorum. Ben de kendi kendime dedikodu yapıyorum şimdilik :)

2 yorum:

FOR YOU... dedi ki...

çok beğendim çok güzel tarif edip ayrıntısına kadar sanki ordaymışım gibi hisettirdin=)

temizelozlem dedi ki...

Cok tesekkur ederim melike :)) biliyosun ki ben ayrintilari anlatmaya bayilirim sizede birseyler bilgilendirmissem ne mutlu bana :))